Uyanabildik mi? Yoksa uyuyor muyuz hâlâ?
Serkan Uzunyurt
Avusturya genel seçimler için yapılan programlar ve seminerlerin sayısı ancak bir elin parmaklarını dolduracak kadardı. Malesef bu süreci doğru şekilde kullanıp yönlendiremedik insanlarımızı, halbuki tüm saldırılar bizleri hedef gösterir ve herşey elimizdeyken. Malesef o treni kaçırdık. Giden geri gelmiyor, yine geç kaldık, yine geç uyanabildik mi? Yoksa uyuyor muyuz hâlâ? uyandık.
Seçimlerden sonra haftalardır koalisyon çalışmaları tüm hızı ile devam ediyor ve kapalı kapılar arkasında bizim geleceğimiz hakkında plan ve proje üretiliyor. Tutucu bir siyaset ile karşı karşıyayız ve her geçen gün popülistlerin sayısı artmakta. Sadece Avusturya tarafında değil, aynı zamnda bizim içimizden bazı noksan ve eksikleri kendi amaçları için kullanan insanlar gün geçtikçe artıyor ve biz sessiz kaldıkça meydanı onlara bırakıyoruz.
Hükümet kurulduktan sonra soğuk aylar ve yıllar bizleri beklemekte, neden bu kadar emin ve net konuştuğumu izah etmek istiyorum.
Okuma ve yazma oranımız çok düşük, mülteciler bile bizden daha akademik ve bilgin, halbuki biz onlardan elli sene önce geldik bu topraklara. Kendi kendimizi eleştirmeyi engelliyoruz, dıştan gelen tüm eleştirileri birer saldırı olarak algılıyoruz. Eleştiri gereklidir, eleştirinin olmadığı yerde insan kendini geliştiremez zaten. Akademik kadromuz çok zayıf ve burada sosyalleşip kendini bu memlekete adamış insanımız da çok az. Bana sorarsanız, çanak antenlerimiz hala yanlış yönlere bakmakta ve bu bizim söz sahibi olmayı engellemekte.
Tüm bu konulara objektif olarak bakarsak görününen tablo bize şunu söylemekte. ‚Evet, bu müslüman toplumu ile istediğim gibi oynarım ve her türlü kararı onların farkında olmadan gerçekleştire bilirim.‘ Bunun örneklerini geçmişte gördük ve bizzat tanık olduk. Örneğin yeni islam yasası veya minare yasağı gibi bir takım olaylar.
Ama şu anda sanki bizim tek konumuz Beşiktaşın Şampiyonlar Liginde oynaması, Reza Zerrab’ın Amerika’da ne söyledikleri veya Ertuğrul dizisinde bu hafta neler oldu gibi temalar. Bu gelişen olaylara karşı dik duracağımız halde hala uyuyoruz, çünkü ilgi alanımıza girmiyor. Uyumayı tercih ediyoruz.
Hükümet kurulduktan sonra bizi bekleyen yasak kamu kuruluşlarında başörtüsünün yasaklanması gibi istekler olacaktır. Çünkü devlet için basit ve etkin bir hamle. Ucuz çünkü maliyeti sıfır, iyi çünkü oy toplamak için mükemmel bir malzeme. Aceba insanlarımız bunun farkında mı? ‚Su uyur, düşman uyumaz‘ derler.
Bence artık uyanma vakti! Bugün değil ise yarın o yılan bize dokunacak, bir sonraki hedef biziz.
- Uyanabildik mi? Yoksa uyuyor muyuz hâlâ?
Serkan Uzunyurt
- Dezember 8, 2017 - Sollen wir uns bei unserem Bundespräsidenten bedanken? - Mai 2, 2017